28 Temmuz 2010 Çarşamba

Hello Gerard ve at s.kinde kelebek!


Anında yetiştirmezsem çatlarım ayol. Bu sabah ne gördüm ne gördüm. Olaya götünden başlamayayım en iyisi:

Şimdi bu Gıcığın ayarlayacağı mini iş vardı ya. -Bu arada Gıcık, gıcık olmasın. Onun ismi Ray. Çünkü Ray Manzarek'e benziyor- Neyse işte onun görüşmesine gittim. Beklettiler beni bir yerde. İçerden de sesler duyuyorum ama. Belli biri daha iş görüşmesine gelmiş. Ben de asosyalliğimin verdiği yabanilikle etrafa bakınmayıp dergileri karıştırdım. Aklım bambaşka yerlerde ama. İnsanların suratına bakamamak çok kötü. Asosyallik çok götü. Sosyal anksiyitemi sikeyim.Şimdi beklemedeyim ya benim bu asosyalliğimden bahsedeyim az.
Şimdi ben ruh hastası gibiyim. İnsanlarla kolay kolay konuşamam. İnsanları izleme
k için güneş gözlüğü takan tiplerdenim. Suratım daima asıktır vs vs. Mecbur kalmadıkça yabancılarla konuşmam yani. Aslında bu yüzden blog yazmaya başladım. Bu bir nevi terapi benim için. Eskiden milletin bloglarını okur bunlar nasıl hayatlarını paylaşıyor lan derdim. Sonradan karar verdim. " ben de yazarım lan" dedim Herneyse olaya dönüyorum.

Neyse işte bu iş veren ve iş almak isteyen odadan çıktı. Benim gözler pek iyi görmez gözlüklerimmi de artistik olsun diye takmamıştım. Göremiyorum yani uzağı. Sadece gördüğüm işveren karı ve uzun boylu bir herif. Karı: "İlerideki iş arkadaşınız Lal Hanım" dedi.
Ben düşünüyorum. " Nerden tanıyor bu karı beni" Sonra aklıma işi Ray'in ayarladığı geldi. Gülümsedim. Elini sıkmak için ilerledim adamın.
DOİİİNNG diye ses inledi beynimde. Ardından şu seslerin içimde yükseldiğini hissettim: "vay mına koyim, bu ne lan?" Hayın herifçioğlu su gibi şerbet gibiydi. Ağzımı toparlayıp elini sıktım. "Merhaba ben ..." " Ben de Lal". Onun adını Gerard koydum. Kumaral beyaz ten ve renkli göz Gerard Butler'a uyar sonuçta. Neyse bu gitti. İşveren karıyla konuşuyoruz ama benim aklım Gerard'ta. Nasıl gözüküyordum endişesiyle bir yandan da gözucuyla aynaya bakıyorum. Salak bir ekonomi hırsıyla "aman göz kalemi kullanmayayım bitmek üzere, gözaltı kapatıcım da bitiyor siktir et. Fondoten mi olmaz ya sıcak zaten. I ıh neyime yarar allık zate pancar olacağım." diyerekten sadece yeşil göz farı ve rimel kullanmıştım. Gözaltımı da beyaz farla kapatmaya çalışıyorum ama kabak gibi mosmor. Aynada yansıyan görüntü sanki biri eşek sikine kelebekleri zamkla yapıştırmış sonra da simleri üzerine sermiş gibi bir şeydi. Tarak gibi olmuştum yani. Şansımı sikeyim ben başıma hep böyle olaylar gelir zaten.
Neyse görüşme bitti ben Ray'e haber verdim. Eve geldim akşam 8'de teşrif edecek Ray'i bekliyorum. Lakin aklım fikrim Gerard'da. Ofis fantazisi, ayyy!!