30 Ağustos 2010 Pazartesi

hello hakaret!


geri döndüm
pek sikinizde mi bilmem
italyanım ülkesine döndü.
ben hüzünlerden hüzün beğeniyorum. e tabi arada da olaylar olmadı değil..

ben ray'den ayrıldım,çünkü midem bulandı, çünkü ilk defa birisiyle insan olduğumu bilerek seviştim ve bu da italyandı. ne mal mal sözler ne saçmasapan hayvanca hareketler... ben benliğimi italyanda buldum açıkçası: zarif okşamalar, içten öpmeler, incitmekten korkmak. ha ray'den yediğim hakaretlerin haddi hesabı yok. her gün arayıp küfür ediyor.

e haklı mı
ben olsaydım ben de küfrün alasını ederdim.

bu arada geçenlerde eski erkek arkımla fake profilden konuştum bana beni anlattı. "bulduğunu da şutlamış orospu" falan dedi. huhuuu dedim ne femme fatale mişim ben amua goyim göt kadar boyumla

milleti sikmiş sikmiş bırakmışım. sanki kendileri seviyordu da konuşuyorlar. bu bencilliktir sevgi değil. siktirsin gitsinler şimdi.

benimki de bencillik belki sevgi değil

ama şu an tek istediğim italyanımla bir ömür, neye mal olursa olsun...


AMA ŞİMDİ!

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Hello Kalp Krizi ve Evlilik


aşk dediğin sikertir! öyle bir aşk ki amua goyar diyorum. evet. italyanın da sevgilisi olabilir lakin-benim gibi- beni çok seviyor. bundan eminim. olm evlenme teklifi aldım! evlenmek istiyormuş benimle :O çünkü italyan kızları beklemiyormuş pek. ahah aynen benim gibi değil mi? paso romantik davranıp shrek'in angut kedisi gibi bakıyorum. müzikler de cabası.. aç the cure- love song'u dinle cillop gibi çocuk manzarasıyla.

ama dürüst olmak gerekirse HAYATIMDA İLK VE İLK DEFA birine güvendim. birinin beni sevdiğine inandım. neden? çünkü benden alacağı bir şey yok. tamamiyle. beni kullanmıyor. kuku manyağı değil yani. doğrusunu söylemek gerekirse tam anlamıyla sevişmedik bile. ve bakir tabi ki de.katolik :/ ama böyle okşamalar falan zaten seks değil de ama yiyişmek de değil. sevişme bu. making love yani. içim eriyor her dokunuşta bence bu aşk! en azından onun açısından. çünkü ben kendime güvenemiyorum

şu ana kadar hep büyük konuştum. yok x kişisinden başkasıyla yapamam evlanıcaaaaaaammm gibi. ama yok işte. hepsini aldattım. bilmiyorum. bu sefer büyük konuşmayacağım. sadece umarım olur.

amına koyim ama katolik. tuğçe kazaz olmak istemiyorum. ne zaman bir evlilik töreni görsem kafamda şu beliriyor. ben ve italtan kilisede ilerliyoruz falan. benim aile ve onun ailesi kalpten gitmiş (tövbee) ben cayır cayır vaftiz oluyorum vs. ya da kültür değişimi, o çükünü kestiriyor vs..

yok be hacı be.
haziranda ingiltereye gidiyormuş nolur sen de gel dedi. be mine or be dead bile dedi lan. arabesk gibi.

north italyan erkekleri hakkında bir şey söylemek isteyen?

12 Ağustos 2010 Perşembe

Hello Düş Kırıklığı!


Ava giden avlanır diye yarak bi söz var. doğru. cidden doğru. olaya götünden başladım yine. anlatayım.
hani ben bir italyan bulmuştum ya. çok centilmen,beni çok seven,gözümün içine bakan, incitecğim diye yavaş yavaş dokunan italyan. var ya o YARRRRRAAAK seviyormuş. Nerden anladım peki? herifçioğlunun mail adresini gördüm o bir yere form doldururken. eve geldim, "keh keh feyste buluyim de bunu fötölerine bakirim hihihi" dedim. bakmaz olaydım. önce karşıma bet bir surat çıktı böyle HIM tişörtlü falan. Nasıl metalci pozlar ama emo'dan öteye geçememiş derkeeenn(ana ben yine metalci bulmuşum oysaki yemin billah etmiştim. amk amk) sonra bir de baktım ki bir karıyla ilişkide!! dünya başıma yıkıldı, minare götümden ağzıma doğru ilerledi. Ağlayacağım ama. Sanki Ray'in arkasından iş çeviren ben değilmişim gibi...
Direk başıma geldi yani kendi yaptığım. aslında biliyordum bu piçliklerin bana geri döneceğini.
ve en kötüsü de bunu italyana söylemedim. yani gördüğümü. hala sevgili gibi takılıyoruz öyle.
aslına bakarsanız içim nasıl acıyor. ilk defa birinin bana aşık olduğunu hissetmiştim. ne bileyim çok aşık olduğunu..

değil ama. inanın. kimse sizi sevmeyecek. kimseden bu özveriyi beklemeyin

Lanet!

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Hello İtalyan!


yüzde surat yıtacak 32 diş gülümseme, bir anda sezen aksu dinleme isteği vs vs. evet aşık oldum lan ben. aslında dışarıda tanıştık şimdi. bu turist tamam mı italyan. ama nasıl tatlı kesiyordum bunu, derken konuşmaya başladık. hemen yapıştırdım ilk sorumu: "ne dinliyorsun?" bu herifçioğlu saydı saydı saydı. aynı müzik zevki. çıldıracağım ama. bir yandan bal rengi gözlerine bir yandan güzel kirpiklerine, ağzına düzgün burnuna, kıvırcık saçlarına, nereye bakacağımı şaşırdım. sonra müzik markete götüreceğim seni yavrum bahanesiyle bunu d&r a sürükledim. o cd'lere ben ona. güneş gibi herifçioğlu. baktıkça gözüm ışıldıyor. yirin yirin!!!
Benden 2 yaş küçük ve bir ay burda bulunacak.

Olsun!

Yarın yakasından tutup yavrum anan nereli nereden bu kaşının gözünün temeli diycem. hemi de tüysüz gibi. nasıl yakışıklı nasııll!
Pub'da oturuyorduk, ben buna Türkçe kelimeler öğretmeye çalışıyorum. Bir "nasılsın" deyişi var yiyiverirsiniz. o derece tatlı. ben de tüm cilvelerimi yapıyorum bana. yiyordum çıtır çıtır.
yerim onu yerim!
Ayran budalası gibiyim amua goyim. gözümü dikip bakıyorum cillopa. bir ara döndü, "niye bana bakıyorsun"dedi. ben de öyle baktım işte.
nasıl kalbim çarpıyor ya. telefonumu da verdim umarım arar! arasın dua edin. istiyorum onu!!!

Ray'e ne mi oldu. hala beraberiz ve ben az biraz kaltağım, bilirsiniz..

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Kıllar Volume 2


Ray'le dün çok romantik bir akşam yemeğindeydim. Öyle mum ışığı falan beklemeyin. Gayet de kebapçıdaydık. Son beyti lokmamı ağzıma atarken ne söyleyeceğime karar vermiştim. Çiğnerken nasıl kırmadan söylerim diye düşünüyordum. Yuttum. ayrandan bir yudum. peçete. kedi gibi bak. sonra de:

"Raaaay"
cevap yok
"Raay"
"Efendim Lal?"
"Ben sana bişicik sölicem"
"Söyle hayatım"
"Hani senin kıllayın dökülüyoy ya ben ivreniyoyum onlavdan" (Böyle antipatik sese küfür gibi bir cümleye sıçarım ben)
"anlamadım"
"kılların dedim! acaip dökülüyor! napsak ağda mı yapsak sana, yoksa evi mi süpürsen napsan ki?"
"bir bu kalmıştı lal, bütün gün evdesin pekala süpürebilirsin. ayrıca sığsın sığ! insan biraz kibar olur."
"entelci entelci bidi bidi yapma bana Ray sıçtırtma ağzına"
"terbiyesiz. ağzını topla, sus."
dudaklarımı yiye yiye sustum. sinirden dört köşeyim ama. nasıl ayrılınılır yollarını düşünüyorum. eve geldiğimde de düşünüyordum. beni öperken de. yatağa giderken de. bu kıllarla niye benim başım dertte?