2 Ağustos 2010 Pazartesi

Kıllar Volume 2


Ray'le dün çok romantik bir akşam yemeğindeydim. Öyle mum ışığı falan beklemeyin. Gayet de kebapçıdaydık. Son beyti lokmamı ağzıma atarken ne söyleyeceğime karar vermiştim. Çiğnerken nasıl kırmadan söylerim diye düşünüyordum. Yuttum. ayrandan bir yudum. peçete. kedi gibi bak. sonra de:

"Raaaay"
cevap yok
"Raay"
"Efendim Lal?"
"Ben sana bişicik sölicem"
"Söyle hayatım"
"Hani senin kıllayın dökülüyoy ya ben ivreniyoyum onlavdan" (Böyle antipatik sese küfür gibi bir cümleye sıçarım ben)
"anlamadım"
"kılların dedim! acaip dökülüyor! napsak ağda mı yapsak sana, yoksa evi mi süpürsen napsan ki?"
"bir bu kalmıştı lal, bütün gün evdesin pekala süpürebilirsin. ayrıca sığsın sığ! insan biraz kibar olur."
"entelci entelci bidi bidi yapma bana Ray sıçtırtma ağzına"
"terbiyesiz. ağzını topla, sus."
dudaklarımı yiye yiye sustum. sinirden dört köşeyim ama. nasıl ayrılınılır yollarını düşünüyorum. eve geldiğimde de düşünüyordum. beni öperken de. yatağa giderken de. bu kıllarla niye benim başım dertte?